BOZÜYÜK TARİHİ

 "TARİHİN DEĞİŞMEYEN KAVŞAK NOKTASI "

 BOZÜYÜK  

                Bozüyük; Sakarya Vadisinden İç Anadolu’yu kat ederek gelen tüm medeniyetlerin uğrak yeri olmuştur. Bölge ilk çağlardan beri Hititler, Frigyalılar, Kimmerler, Persler, Makedonyalılar  ve Bithynialıların hakimiyetinde kalmıştır. Roma ve Bizans döneminde isminin LAMUNİA  olduğu bilinmektedir. Bozüyük adı 1895-1896 yıllarında İstanbul- Ankara demir yolları yapımında  Soğukpınar mevkiinde yer alan ve çalışmalar esnasında kazılan Tunç Çağına tarihlenen höyükten almaktadır.

                Antik dönemden beri tarihin değişmeyen kavşak noktası olan Bozüyük Sultanönü Sancağına bağlı bir karye olup, II. Gıyaseddin Mesud'un 1289 tarihinde Osman Bey'e gönderdiği 2. menşurunda Eskişehir'den Yenişehir'e kadar olan bölgeyi bir sancak kabul edip Osman Bey'e vermesiyle Bozüyük'te o tarihten itibaren Osmanlı egemenliğine girmiştir. Osmanlı Kuruluş Dönemi'nde Osman Gazi'nin rüyası önemli bir yere sahiptir. Bu rüya tabiri ile Osmanlı fetih  ve gaza politikalarına daha çok önem vermiş ve Beylikten Devlet olma sürecine geçiş hızlanmıştır. Rüyayı Şeyh Edebali'nin müridlerinden Bozüyük Yediler Mevkiinde ki türbesinde meftun olan Kumral Abdal yorumlamış ve Osmanlı'nın bir cihan imparatorluğu olacağının müjdesini vermiştir. Bu rüya hakkında çeşitli rivayetler ve tarihi kaynaklarda farklı anlatımlar olsa da İbn Kemal Eserinde bu olayı ayrıntılı bir şekilde aktarmıştır. Osman Gazi'nin saltanat müjdesini Kumral Abdal tarafından Öyük Dibinde aldığını ve müjdelik olarak verilen ata yadigarı kılıcı, maşrapa ve köyden bahsetmektedir. Bozüyük  Osmanlı Devleti döneminde de orduların ana geçiş güzergahı ve konaklama noktası olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos Seferinde ordunun konaklama noktası olan Bozüyük , ikmal ve iaşe konusunda da ki büyük faydaları sonrasında Anadolu Beylerbeyi Cezeri Kaşımpaşa tarafından Rodos Seferi zaferine ithafen yaptırdığı Kasımpaşa Camii ve Külliyesi (1525-1528) ile birlikte civarda bulunan köy halklarından yavaş yavaş caminin etrafına yerleşmeler başladı ve bugünkü Bozüyük'ü oluşturdular.

                Tarihsel süreçteki önemini modern Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de yitirmeyen Bozüyük Milli Mücadele döneminde TBMM'nin kurmuş olduğu düzenli ordunun kazandığı ilk zafer olan 1. İnönü ve 2. İnönü Muharebeleri ile Türk Ordusu Bozüyük'te ulusal mücadele tarihi açısından önemli bir zafer elde etmiş ve Atatürk'ün ifadesi ile " Milletin Makus Talihinin Yenildiği", tarihe altın harflerle yazılan zaferlerin kazanıldığı topraklardır. İnönü Meydan Muharebeleri ile Viyana kapılarından başlayan Türk geri çekilişi son bulmuştur. 

                Cumhuriyet sonrası gerçek anlamda bir şehir görüntüsüne sahip olan Bozüyük 1890 yılında nahiye merkezi iken 1926 yılında ilçe merkezi olmuştur. Erken Cumhuriyet tarihinin en büyük sanayi yatırımlarından biri olan Bozüyük Kereste Fabrikası ile sanayi şehri olmasının temelleri atılmış, sonrasında ard arda gelen kimya, seramik, döküm, gıda, kablo ve cam sanayii gibi ticari yatırımlarla Türkiye'nin her yerinden göç alan Bozüyük'te 1914-2000 yılları arasında %985 nufüs artışı görülmüştür.